Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Birçok mazlûmlar vardır ki, zâlimlerinden daha ziyâde günâha girer, onlardan daha fazla azâba müstehak olurlar. Bunlar, gördükleri zulümden daha fazla, zâlimlerine hakâret eden, söğüp sayan kimselerdir."
Şüphe yok ki zulüm, nazar-ı İslâm'da, en büyük bir ma'siyettir. Zâlimlere meyletmek, onların zulümlerini tervîc eylemek, azâb-ı ilâhîyi celbeder. Çünkü zulüm, haddi tecavüz etmek, ilâhî hükümlere kasten muhalefette bulunmak demektir. Buna ise elbette Hak Teâlânın rızâsı yoktur. Kur'ân-ı Azîm lisânında zulüm ile, en ziyâde küfür ve kebâire inhimâk (büyük günahlara düşkünlük) mânâsı irâde olunmaktadır.
Reklam
İslamiyet’in, gelişmenin önünde engel olduğunu düşünenlere soralım: Siz İslâmiyet’in hangi hükümlerine uyudunuz da bu sebeple gelişmeden mahrum kaldınız?
Resulü Ekrem (S.A.V)'in Güzel Geçimi
Kâinatın Efendisi Peygamber (S.A.V) Efendimiz, güzel geçim hususunda insanların en iyisi idi. Herkes ile güzel görüşür, daima güler yüzlü bulunurdu, sohbet esnasında kimsenin sözünü kesmezdi. Ancak münasebetsiz bir konuşma olursa o zaman keserdi. Ve her kavmin büyüklerine daima ikram eder, onları kendi kabilelerinin reisliğine tayin buyururdu. Yapılan davetlere icabet eder, verilen hediyeleri kabul buyurur, karşılığında da hediyeler verirdi. Şer'i şerife muhalif olmayan hususlarda insanlara muhalefet etmek istemezdi. Hoşuna gitmeyen bir şey görünce görmemezlikten gelirdi. Ancak o şey günah olursa, o zaman müdahale ederdi.
Sayfa 594
Ömer Nasuhi Bilmen (rh.): "...her zaman yüksek ruhlu, kalpleri ve yüzleri iman nuruyla aydınlanmış salih kişilerle dostluk kurmayı, onlarla sohbet etmeyi bir kurtuluş ve mutluluk vesilesi olarak görmelidir."
Benim başımda da uyku sevdası var. Fakat önümüzde müthiş bir çöl var.
Hikmet sahibi büyük insan Sa'di şöyle der: Seyahatim esnasında bir gece Fid çölünde uykuya dalmıştım. Ansızın devecinin yanına gelip devenin yularını korkusuzca başına vurduğunu ve kendisine şöyle söylediğini anlattı: "Ne yapıyorsun? Uyan! Sen ölmek mi istiyorsun? Zil seslerini duyup dururken yine uykudan başını kaldırmıyorsun! Ben de senin gibi tatlı uykuya dalmak isterim. Benim başımda da uyku sevdası var. Fakat önümüzde müthiş bir çöl var. Onu geçip gitmek lazım. Sen, 'haydi yürüyün' sesiyle uykudan uyanmıyorsan, maksadın olan hedefe nasıl ulaşabileceksin?"
Sayfa 269
Reklam
يَا مَنْ بِدُنْيَاهُ اشْتَغَلْ وَغَرَّهُ طُولُ الْأَمَلُ وَلَمْ يَزَلْ فِي غَفْلَةٍ حَتَّى دَنَى مِنْهُ الْأَجَلْ الْمَوْتُ يَأْتِي بَغْتَةً وَالْقَبْرُ صَنْدُوقُ الْعَمَلُ Anlamı: "Ey bütün dünyasıyla uğraşan, uzun emellere aldanan gafil! Bir uyan, zavallı adam! Ecel gelip çatıncaya kadar gafletten hiç uyanmadı. Ölüm ansızın gelir çatar, ka- bir ise amel sandığıdır."
Sayfa 269
Sarhoş edici maddelerin ve bu maddelerin kullanıldığı meclislerin esiri olan insanların çocuklarının, çoğu zaman birtakım hastalıklara daha müsait bir durumda oldukları ve şuurları karışık bir şekilde dünyaya gelmiş oldukları tıbbi bakımdan kabul edilen bir gerçektir.
Sayfa 206 - Çoğunlukla ço- cuklarına ve torunlarına sirayet eder.
Onlar, ahiretteki kendi kurtuluşlarını düşünebilmekten mahrum kalmışlardır.
Ey müminler! Sakın Cenâb-ı Allah'ı, O'nun hukukunu unutan kimseler gibi olmayınız. Cenâb-ı Allah da onlara bir ceza olarak kendi nefislerini unutturdu. Onlar artık kendi menfaatlerini, ahiretteki kendi kurtuluşlarını düşünebilmekten mahrum kalmışlardır.
Sayfa 263
Rüşvet veren de alan da ateştedir.
“Eğer yapılması istenilen mesele, memleketim hakkında faydalı ise rüşvet vermeye lüzum yok, ben onu zaten yaparım. Yok, memleketim için zararlı ise onu yaparak memleketime hainlik etmem.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.